DSM-5 TÜRKÇE ÇEVİRİYE BİR KISMİ ELEŞTİRİ

Turk Psikiyatri Derg. 2022 Fall;33(3):220-222. doi: 10.5080/u26540.
[Article in English, Turkish]

Abstract

Sayın Editör, Bu yazıda amaç Türkçe DSM-5 için daha akıcı ve anlaşılabilir ortak bir dil oluşturma çabasıdır. Yöntem: DSM-5'in ya da DSM'nin 5. baskısının Türkçe ve İngilizce baskıları karşılaştırılmıştır. Bu yazıda ana bölüm 2'ye kadar olan kısım incelenmiştir. Kurum eleştirisi: DSM-5 Türkçe çevirisinin eleştirilebilecek noktalarının olması özel bir yayıncılık tarafından çevrilmesinin etkisi olabilir. Bir kişinin özel çabasının üzerinde bir organizasyon gerektirdiği düşünülmektedir. Çeviriyi Türkiye Psikiyatri Derneği görev grupları ve çalışma birimleri yapabilir veya en azından çeviriye dahil edilebilirdi" şeklinde yazmak daha uygun olabilir. Hâkim dil eleştirisi: Çeviride hâkim olan Türkçenin tıbbi Türkçe mi yoksa edebi Türkçe mi eski Türkçe veya Osmanlıca Türkçesinin mi modern Türkçenin mi hâkim olduğu anlaşılamamaktadır. Aslında bu sorunun cevabı bellidir. DSM- 5 medikal model eksenli bir kitaptır (American Psychiatric Association 2013) ve çevirisinin de tıbbi eksenli olması beklenir. DSM-5 İngilizce ön sözünde biyolojik, psikodinamik, bilişsel, davranışsal, kişiler arası gibi farklı alanlarda çalışan klinisyenler ve araştırmacılar için çeşitlilik gösteren resmi bir dil kullanıldığı ifade edilmektedir. İşte Türkçe çevirinin ortak resmi bir dil yerine kaynağı belirsiz tek bir görüşü temsil ettiği düşünülmektedir. DSM-5 TÜRKÇE ÇEVİRİYE BİR KISMİ ELEŞTİRİ Muhatap eleştirisi: DSM-5 kitabının muhatapları bellidir. DSM-5'in İngilizce ön sözünde kitabın klinisyenler, eğiticiler ve araştırmacılar için bu alanda bir başvuru kaynağı olduğu ifade edilmektedir. Türkiye için başta psikiyatri uzmanları olmak üzere bu alanda çalışan diğer meslek gruplarıdır. Fakat DSM-5'in Türkçe çevirisinin kullanılan dil açısından hangi meslek grubuna hitap ettiği net olarak anlaşılamamaktadır. Profesyonel çalışanlardan ziyade edebiyata ya da eski Türkçeye meraklı bir grubu hedef aldığı izlenimi oluşmaktadır. Başlık eleştirisi: Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı Amerikan Psikiyatri Birliği 2013. Burada istatistik kavramı sayımsal olarak çevrilmiş. Dilde akıcılık ve uyum göz önünde bulundurulduğunda güzel görünse de anlamın oturmadığı söylenebilir. Kitabın uzun halinin başlığı da kısa hali gibi "DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabı" olabilirdi. Ön söz eleştirisi: Kitaba bir Türkçe çeviri ön sözü eklenebilirdi. Ön sözde öncelikle editörün DSM-5 hakkındaki genel görüşleri veya DSM-5 anlayışı değerlendirilebilirdi. Sonra Türkçe çeviri çalışmalarından bahsedilebilirdi. Nasıl bir yöntem uygulandığı, anahtar veya tartışmalı kelimelerin yerine hangi Türkçe kelimelerin neden tercih edildiği anlatılabilirdi. Eksik yerler: İngilizce baskıda bulunan DSM-5 görev timinin (Task Force) başkan ve başkan yardımcısının isimlerini taşıyan (Preface) Ön söz bölümü Türkçeye çevrilmemiştir. Ayrıca DSM-5'in hazırlanma süreçlerini anlatan (Introduction) Giriş bölümü de Türkçe baskıda bulunmamaktadır. Türkçe çeviri bu noktada eksik veya ihmal edilmiş şekilde tanımlanabilir. Nitekim Giriş bölümünde DSM-5 revizyon süreci, revizyonlar için öneriler, uzman görüşleri, organizasyon yapısı, tanılara boyutsal yaklaşım, diğer türlü sınıflandırılan (other specified) ve sınıflandırılamayan (unspecified) tanılar ve eksenler (eksen 1,2,3,4,5) yaklaşımı gibi birçok önemli alt başlıklar bulunmaktadır. Yine DSM-5'in adli durumlarda kullanımı 221 için uyarılar başlıklı alan eksik yerler arasında bulunmaktadır. Ayrıca Bu elkitabının Kulanımı bölümünün Giriş'den bahseden ilk iki cümlesi Türkçe çeviride bulunmamaktadır. Ek olarak üçüncü paragraf 4. satırda yer alan "daha önce girişte belirtilediği gibi" ifadesi de Türkçe çeviride yer almamaktadır. Bu örneklerden ana kitabın bazı kısımlarının hem Türkçeye çevrilmediği hem de çevrilmediğinin belirtilmediği görülmektedir. Burada çevirmenlerin inisiyatif aldığı anlaşılmaktadır. Ama eğer bir inisiyatif alınacaksa bunun ancak dili çevirmede, cümlelerin anlaşılmasında, daha uygun kelimelerin tercih edilmesinde kullanılabileceği düşünülmektedir. Çeviri eleştirisi: Türkçe çeviriden alınan yerler sayfa numarası ve paragraf (x;y) şeklinde belirtilerek italik yapılmıştır. İncelenecek ifadeler altı çizilerek gösterilmiştir. Acil serviste, özel bir bölümde yer alan en önde gelen belirtiler vurgulanabilir (örn. sanrılar, mâni, depresyon, madde esrikliği ya da nörobilişsel belirtiler), dolayısıyla tam bir ayırıcı tanı yapılana dek bu kapsamda 'tanımlanmamış' bozukluk tanısı konabilir (Ivi;1). Cümle ilk okunduğunda "acil serviste" ifadesinden sonra "özel bir bölümde" ifadesi başka servisler (örneğin dahiliye) şeklinde anlaşılabilir. Halbuki "a particular chapter" (özel bir bölüm), DSM'de geçen "ilgili tanı bölümü" anlamında kullanılmaktadır. Türkçe çeviride "particular" sözlük anlamında kullanıldığı, cümledeki bütünlüğün yakalanmadığı, gerek alanında gerekse dil konusunda yetkin biri tarafından çevrilmediği izlenimi oluşmaktadır. Aşağıdaki örnekler bu görüşü desteklemektedir. Ruhsal bozukluk, ruhsal işlevselliğin altında yatan ruhsal, biyolojiyle ilgili ya da gelişimsel süreçlerde işlevsellikte bir bozulma olduğunu gösteren, kişinin biliş, duygu düzenlemesi ve davranışlarında klinik açıdan belirgin bir bozukluk olmasıyla belirli bir sendromdur (Ivi;3). Aynı kelime ardışık olarak üç kez tekrarlanmıştır. Esas baskıda "mental" sözcüğü biri cümlenin başında diğeri sonunda olmak üzere iki kez kullanılmıştır. DSM-5'te, herhangi tek bir bozuklukA için bugünkü tanı ölçütlerinin, bütün bu doğrulayıcılarlaB güvenli bir biçimde belirlenebilen türdeşC bir hasta kümesini göstermesi gerekmediğini biliyoruz. Bugünkü kanıtlar, bu doğrulayıcıların tanısal sınırlar arasında çapraz varlığınıD göstermekle birlikte, daha büyük bir sıklıkla DSM-5 bölümleri içinde ve bitişik bölümler arasında toplanma eğilimi içinde olduklarını göstermektedir. Özgül bozukluklar ya da bozukluk açılımlarınıE tam doğrulayan, kesin nedensel ya da patofizyolojiyi ilgilendiren düzenekler belirlenmediği sürece, DSM-5 bozukluk ölçütleri için en temel ölçü, bunların söz konusu tanı ölçütleri altında değerlendirilen kişilerin klinik gidişinin ve tedaviye alınan yanıtın değerlendirilmesinde sağladığı klinik yararlıktırF (Ivi;3). Bu uzun alıntıda ne anlatıldığı tam olarak anlaşılamamaktadır. İngilizce baskı okunduğunda da özellikle bilimsel açıdan anlaşılmasının zor bir yer olduğu görülmektedir. Aslında buranın DSM-5'in temel felsefesinin anlatıldığı can alıcı bir yer olduğu söylenebilir. Konunun uzmanları tarafından üzerinde çalışılması, tartışılması ve belki dipnot eklenmesi gereken alanın aşağıda daha ayrıntılı incelendiği üzere gereken özen gösterilmeden çevrildiği görünmektedir. A: Esas metinde "any single disorder" olarak geçen ifade Google translate ile benzer şekilde "herhangi tek bir bozukluk" şeklinde çevrilmiş. Halbuki Türkçede "herhangi bir bozukluk" şeklinde kullanılmaktadır. Burada zaten "tek" anlamı bulunmaktadır. Türkçede anlamca birbirini kapsayan kelimelerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar. B: "Validators" (doğrulayıcılar) kelimesi ölçeklerde yapılan güvenilirlik (reliability) ve geçerlilik (validity) çalışmalarını hatırlatmaktadır. Geçerlilik, bir ölçme aracının amaçladığı özelliği doğru ölçebilme derecesidir (Ercan ve Kan 2004). Burada çevirinin sözlük anlamı verilerek psikiyatriye yeni bir Türkçe kavram eklenmiş. Halbuki çeviri yapılırken amaç dile yeni kelimeler kazandırmak değil; en yakın anlamı bulmaya çalışmaktır. Çeviri "doğru" yerine aşina olduğumuz "geçerli" sözcüğü üzerinden yapılabilirdi. Konu insandan bahsetmediği için "geçerliler" yerine "geçerli şeyler" yani "geçerli değişkenler" şeklinde istatistiksel bir terim veya "doğrulayıcı" yerine daha çok bilinen "destekleyici" terimi kullanılabilirdi. İngilizce metinden takip edildiği takdirde tanı kriterlerini "destekleyen" bulgular-veriler anlamının oturduğu hissedilecektir. Aslında aynı paragraf içinde geçen "validating diagnostic criteria" (geçerli tanı kriterleri), "fully validate specific disorders" (tam geçerli özgül bozukluklar) da olduğu gibi "geçerli" sözcüğü uygun görünmektedir. C: İngilizce baskıda "homogeneous group of patients" ifadesinde geçen homogeneous sözlük anlamı tercih edilerek "türdeş" olarak çevrilmiş. Halbuki "homojen hasta grubu" şeklinde çevrilebilirdi. Homojen, "aynı özellikleri taşıyan" anlamında bilim, tıp ve istatistik dilinde kullanılan bir kelimedir. D: Cümle "these validators cross existing diagnostic boundaries" şeklinde geçmektedir. "These validators" cümlenin öznesi, "cross" yüklemi ve "existing diagnostic boundaries" neyi sorusuna cevap veren cümlenin nesnesidir. "Bu destekleyiciler mevcut tanı sınırlarını aşmaktadır." Fakat çevirmen maalesef cümleyi öğelerine ayırmadığı için "cross existing diagnostic boundaries" ifadesini "tanısal sınırlar arasında çapraz varlığını" şeklinde çevirmiştir. Bu nedenle cümle anlaşılmamaktadır. E: İngilizce baskıda "disorder spectra" olarak geçen ifade "bozukluk açılımları" şeklinde çevrilmiş. Boyutsal 222 Geliş Tarihi: 02.04.2021, Kabul Tarihi: 24.05.2021, Çevrimiçi Tarihi: 19.04.2022 Doç., Serbest Psikiyatrist, Van. Dr. Osman Özdemir, e-posta: osmanozdemir56@gmail.com OÖ: https://orcid.org/0000-0003-4247-889X https://doi.org/10.5080/u26540 yaklaşım ve spektrum kavramı DSM-5'in önemli değişikliklerinden biridir. Spektrum terimi psikiyatride birbirine benzeyen, aynı aileden gelen hastalıklar anlamında kullanılagelmektedir (Özdemir 2012). DSM-5 çevirisinde spektrum teriminin tercih edilmemesi bir eksiklik ve "açılım" olarak değiştirilmesi hatalı olarak değerlendirilmektedir. F: İngilizce baskıda "will be clinical utility" olarak geçen ifade "klinik yararlıktır" şeklinde çevrilmiş. Çevirinin "klinik kullanımı olacaktır" şeklinde olması gerektiği düşünülmektedir. Cümlenin yüklemi olan "will be" Türkçe'de "olacaktır" anlamına gelmektedir. Google translate tarandığında "clinical utility" zaten terim şeklinde "klinik kullanım" anlamında bulunmaktadır. Diğer yerlerde birçok sözcüğün sözlük anlamı kullanıldığı halde burada daha uygun görünmesine rağmen kullanılmamıştır. SONUÇ DSM-5 Türkçe çevirisinin, İngilizce baskının hazırlanma süreci ve aşamalarının takip edilmeden hızla yapıldığı (Öztürk 2014) anlaşılmaktadır. Türkçe çevirinin anlatım bozuklukları, yanlış çeviriler (Yıldız 2014) ve okuyucunun ilk kez karşılaştığı tartışmalı kelimeleri içerdiği görülmektedir. Türkü dili veya yöresel ağızlar hatta Türk Dil Kurumu (Köroğlu 2014) bile değil; hâkim ve modern bilimsel psikiyatri dilinin kullanılması gerektiği düşünülmektedir. Tüm bunların sonucunda DSM-5 Türkçe çevirisinin Türk psikiyatrisinin ortak dilini temsil etmediği söylenebilir. Türkiye Psikiyatri Derneği'nden onaylı bir revizyon önerilmektedir. Osman ÖZDEMİR.